Cuma, Aralık 30, 2011

Andıç davasında şok kararlar! "Cumhuriyet Gazetesinden alıntı"

Andıç davasında şok kararlar!

Andıç davasında sert kararlar: İlker Başbuğ hakkında suç duyurusu, kaçak sanık emekli Tümgeneral Mustafa Bakıcı hakkında kırmızı bültenle arama kararı, Bedrettin Dalan'ın mallarına el koyma kararı...

İstanbul Haber Servisi- İnternet Andıcı davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, sanık beyanlarında ve belgelerde adı geçen eski Genelkurmay başkanlarından emekli Orgeneral İlker Başbuğ hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmaya karar verdi. Bazı sanıklar askeri müdaheleye zemin hazırlamak amacıyla kara proganda için Genelkurmay karargahında internet siteleri işletildiği ve hukuki zemin hazırlamak için hazırlandığı iddia edilen Nisan 2009 tarihli İnternet andıcının İller Başbuğ tarafından imzaladığını ifade etmişlerdi.
Bakıcı'ya yakalama kararı
Savcı Mehmet Ali Pekgüzel’in talebini kabul eden mahkeme heyeti, emekli Tümgenerel Bakıcı hakkında kırmızı bültende arama kararı çıkarılmasına karar verdi. Mahkeme firari sanık eski Bilgi Destek Daire Başkan Vekili emekli tümgeneral Mustafa Bakıcı'nın “Atılı suçun mahiyetine ve yurtdışında kaçak durumunda olması göz önüne alınarak yokluğunda tutuklanmasına hükmetti.
Bedrettin Dalan'ın mallarına el koyma kararı
Mahkeme kaçak sanık Bedrettin Dalan'nın duruşmaya gelmesinin sağlanması amacıyla vakıf malları hariç kalmak üzere Türkiye'de bulunan tüm mallarına, amaçla orantılı olmak kaydıyla hak ve alacaklarına elkonulmasına hükmetti.
Dava 9 Şubat 2012 tarihine bırakıldı.
30 Aralık 2011

2000-2011 ve devamında ben hiç susmadım ki !! -90- " KAÇAKÇILIK SERBEST Mİ ? "

2011 Aralık

KAÇAKÇILIK SERBEST Mİ ?

Ben 30 seneye yakın sahada çalıştım şimdi kendime soruyorum bu ülkede kaçakçılık serbest mi?..

Narkotik, hayvan, insan, Tarihi eser, denetimsiz yakıt vs. gibi kaçakçılık ne zamandan beri yasal dostlar, veya bunların herhangi biri hangi zamandan beri yasalar önünde yasal görünüyor?..

Bu olguları yapanlar öldürüldüğü zaman nasıl bir yasal ölçüde matem tutuluyor?...

Orantısız güç deniyor, geçtiğimiz günlerde TSK’nin yaptığı bir operasyon konuşuldu, bu operasyon yanlış dendi…

Sahada çalışmayan kişiler haklı olabilir, her fikre saygım var, fakat bir kaçakçılık olayı olduğunu unutmamamız gerekir kanaatindeyim çünkü bu kaçakçılık şerefsiz tabir ettiğim PKK terör örgütünün yolları üzerinde olmuştur bu yollardan geçen her kim olursa olsun o şerefsizlere rüşvet vermek zorundadır, o şerefsizlere rüşvet vermeden o yolları kullanamazlar…

Bu olguda onları potansiyel terörist yapar dostlarım, yaşları ne orsa olsun bu millete silah çeken veya o silahları almaya parasal destek veren her kim olursa olsun benim için teröristtir…

Bunları böyle göstermeyen her kim olursa olsun onlarda yardımcı uşaklardır…

Doğruları söylemek cesaret ister dostlarım, yılın son günlerinde bu olgunu yapılmasının an sebebi ise daha önceki olgulardır…

Yıllardır TSK üzerinde oynanan oyunların ve olguların daha iyi ve anlaşılır şekilde halka kötü yönde empoze edilmesidir…

Yakında F. Gülen ölüsü veya dirisi Türkiye’ye gelecektir çünkü olguların oluşmasını dört gözle ABD’de bekleyen kişi olarak yayın kurumlarında haber olarak artık yayınlanmıştır…

Farkında olmadığımız bir konu daha var dışarıdan hemşire gelmesi, ama nereden güney komşumuzdan, niye?..

Halkın en çok gittiği yer neresi Hastaneler, en güzel beyin yıkama görerek olur, başı bağlı hemşireler hastanelerimizde boy gösterecekler, sanki bunların eğitimleri bizim meslek okurlarında yetişmiş lise mevzunu hemşirelerimizden daha iyi gibi empoze ediliyor…

Bu bir örnek daha buna benzer ne örnekler var dostlar dikkatle geçtiğimiz yılları analiz edersek önümüzdeki yıllın nasıl geçeceğini görebiliriz..

İnanın ben bu sene yazı yazmayacaktım, çünkü yazdığım anda yazmadıklarımdan korkuyordum, ama geriye baktım her şeyi daha önceleri yazmışım…

Okuyan okudu, okumayanlara da teşekkür ederim…

 İyi yıllar…

Saygılar….

Cessur Demirali GÜRSU

Pazartesi, Aralık 26, 2011

2000-2011 ve devamında ben hiç susmadım ki !! -89- " Siz, biz, Hepimiz "



Bayrağa saygı duyan parti

Türk barağı alta parti bayrağı üste


Haberleri verdiğimiz görüp, görmediğimiz olgu
Bayrak, Uulus, Satılan millet 


Siz, biz, Hepimiz


Tükürün suratlarımıza diyen siz,

Utanan biz,
Ulusu çökertmek için gazeteleri kullanan siz,
Ulusa bilgi veren biz,

Ulusa, devlete uyarı yazmak isteyenleri susturan siz,

Ulusa, devlete yazan biz,
Ulusu paranızla köle yapmak isteyen siz,
Ulus olarak kurtuluş savaşını kazanan biz,
Karanlıkta umut gören siz,
Aydınlığı arayan biz,
Yakmayı bilen siz,
Söndürmeyi bilen biz,
Köpek gibi davranan siz,
İnsan gibi sizi eğiten biz,
Yemek isteyen siz,
Devleti önünüze koyan biz,
Yediğiniz tasa sıçan siz,
Kan ağlayan biz,
Aldatmayı prensip haline getiren siz,
Bir kere aldanmayı bilen biz,
Evet diye hayırsızlık yapan siz,

Sizleri görüp sömürülmeye hayır diyen bu halk hepimiz,
Bunları söyleyen, yazanlara imansız diyen siz,
İmam istemeyen biz,
Dini başınıza bağlayan siz,
Laik olmayın, para vermeyiz diyip örtülen kızlarımız biz,
Başörtü gibi türban takıp sözde dindar gibi geçinip halkı bölen siz,
Yüzünüze tüküren biz,
Yarabbi şükür demeyen siz,
Utanan yine biz,
İnanancı yok bunların diyen siz,
Kul hakkını yiyorsunuz diyen biz,
Sayın olan siz,
Adam olan biz,
Bakan olan siz,
Sizin yalanlarınızla kör olan biz,
Dini bize öğretmeğe kalkan siz,
Önce Türk ve ulus olmayı örenin diyen biz,
Sömürmeyi bilim haline getiren siz,
Sömürülenleri barına basan biz,
Kıvıran siz,
Düzelten biz,
Delen siz,
Diken biz,
Ölmeği öğreten siz,
Yaşamayı bilen biz,
Düzenin içine sıçan siz,
Düzeni koruyan Biz,
Ölümden korkan siz,
Ölmekten korkmayan biz,
Cennete giderim diyip cehenneme giden siz,
Cehenneme göndeririz diyip varsa cennette buluşan biz,
Kurana uyup, uymamayı bilen, saygısızca yalan söyleyen siz,
Kurana saygı gösteren, politikacı olmadan doğruları yazan biz,
Şehitlere kelle diyen din simsarları olan siz,
Şehit diyen biz,
Fikri döven acı ile halka hakaret eden din simsarları siz,
Fikirlerinizi saygı ile dinleyen biz,
Ülkeyi bölen din simsarları siz,
Ülkenin bölünmemesi için çalışan biz,
Türk olmak yerine uşak olmayı bilen siz,
Ne mutlu Türküm diyen biz,
Din simsarlığını bırakmayan yine siz,
Dini ve manevi duygularını sömürtmeyenleri koruyan biz,
Terör oluşumuna sayın diyen siz,
Sınırlarda ölen biz,
Açılım yaptık diye halkı birbirine düşüren siz,
Bölünmeye müsade etmeyen biz,
Bilimi dine alet eden siz,
Bilim içinde insanı bulan biz,
Kadınları sömüren siz,
Kadınları koruyan biz,
İşinize geldi mi en iyi Türk olan siz,
He zaman Türk olan biz,
Parti önünde Türk bayrağı pati bayrağından alta tutan siz,
Bunları görüp uyaran biz,
Yeri geldi mi namusumuz bayrağımız diyen siz,
Bunları görüp susturulan biz,
Her sene aynı teraneyi yazan biz,
Bu şeyleri halkım yavaş yavaş hazmedecek diyen siz,
Hazımsızlık çekip ağlayan biz,
Lüks yerlerde hazımsızlık ameliyatı olan siz,
 Bu olguların yalanını yutan biz,

İnsan kılıklı şeytan siz,
Şeytan ile yönetilen biz,

İnsanlıktan nasibini almayan siz,
İnsan olan biz,
Ayrımcılığı gösteren siz,
Ayrılmayan biz,
Siz,
Biz,
Hepimiz biriz,
Bu şiiri yazdıran siz,
Bu şiiri yazan biz,
Tüm ulusumuza 2012 yılında ampulleri söndürüp güneşin doğuşunu görmeleri umuduyla iyi seneler dilerim…

Saygılarımla…
Rogg & Nok Genel Yayın Yönetmeni…
Cessur Demirali GÜRSU

Pazar, Aralık 25, 2011

2000-2011 ve devamında ben hiç susmadım ki !! -88- " SENİ GÖRMEDİM "

10 Kasım 2010

SENİ GÖRMEDİM

Niye seni görmedim…

Niye seni duymadım…

Sen benimsin…

Sen bensin…

****

Senin niye elini öpmedim…

Senin fikirlerini niye benimsedim…

Sen benimsin…

Sen bensin…

***

Seni niye düşündüm…

Sen kimsin diye niye sorguladım…

Sen benimsin…

Sen bensin…

***

Niye seni sorgulattım..

Sen hep benimlesin…

İçimde niye ukde kadı atam…

Sen benimsin…

Sen bensin…

***

Ben sanata tükürmedim…

Ben başımı kapatıp siyaset yapmadım..

Ben ölümü gördüm atam…

Sen benimsin…

Sen bensin…

****

Niye bize, gençliğimize bu kadar güvendin atam

Seni üzen bizler olduk atam…

Sen bize güvendin…

Seni unutmak mı diye hep sordum atam…

Uykuma girdin atam…

Sen benimsin…

Sen bensin…

*****

Niye bu kadar savaş kazandın sen atam…

Şimdiki silah arkadaşların ne yapıyor senin için atam…

Rüyalarıma sen giriyorsun atam…

Ağlamak bana yakışmaz, bunu biliyorum atam…

Sen benimsin…

Sen bensin…

***

Sosyal adalete niye inandın sen atam…

Adalet herkes içindir niye dedin sen atam…

Sen benimsin…

Sen bensin…

***

Halkını niye emperyalist düzene sömürtmedin sen atam…

Niye sömürge olmamıza izin vermedin sen atam..

Sen benimsin..

Sen bensin…

***

Laik düzeni niye halkına benimsettin sen atam…

Din ile devlet işlerini niye ayırdın sen atam…

Sen benimsin…

Sen bensin…

***

Ülkeni çıkarların için niye satmadın sen atam…

Bölüp niye ülkeni pazarlamadın sen atam…

Sen benimsin…

Sen bensin…

***

Niye hiçbir mazeret başarını yerin tutamaz dedin sen atam…

Medeni olmayı niye öğretin sen atam…

Sen benimsin

Sen bensin…

****

Kara çarşafı fesi niye kaldırdın sen atam…

Medeni giyinmeyi niye öğretin sen atam…

Sen benimsin…

Sen bensin…

***

Halkını niye ayırmadın niye açılım yapmadın sen atam…

Niye köylü milletin efendisidir dedin sen atam…

Sen benimsin…

Sen bensin…

****

Niye halkına hiç hakaret etmedin sen atam…

Niye ananı al git demedin sen atam…

Niye şehitlere kele, teröristlere sayın demedin sen atam…

Niye Kadınlara seçme seçilme hakkı verdirdin sen atam…

Niye özgür bir toplum kurdun sen atam…

Niye rüyalarıma giriyorsun ben ne yapmadın senin için atam…

Sen benimsin…

Sen bensin…

***

Niye tek hedef bilim dedin sen atam…

Niye bilime inandın sen atam…

Sen benimsin…

Sen bensin…

***

Niye kızdın ama küfür etmedin sen atam…

Niye düzeyli ve saygılı konuştun sen atam…

Sen benimsin…

Sen bensin…

***

Niye eğrileri düzeltin sen atam…

Neydi senin amacın atam…

Rüyalarıma girip bana niye kızdın atam…

Sen benimsin…

Sen bensin…

***

Niye Latin alfabesini getirdin sen atam…

Niye İlk dersi sen verdin atam…

Sen benimsin..

Sen bensin…

****

Uygarlık yolunda bilime niye inandın sen atam…

Niye dinini sevdiğini çıkıp camide haykırmadın sen atam…

Sen benimsin…

Sen bensin…

****

Niye hurafelere inanmadın sen atam…

Niye hacı, hocadan muska alınmasın karşı çıktın sen atam…

Rüyalarıma girip niye ban kızdın atam…

Sen benimsin…

Sen bensin…

****

Beni Türk doktorlarına emanet edin dedin sen atam…

İthal doktor çağırmadın sen atam…

Sen bensin…

Sen benimsin…

****

Artık biliyorum atam…

Sanata tükürüyorlar bana ondan kızıyorsun atam...

Sen rahat uyuyanlara bakma atam…

Sen bensin…

Sen benimsin…

****

Kurduğun ülkeyi parsel parsel satanlar, önüne geldi bugün senin atam…

Sen rahat uyuyamazsın atam…

Bunu böyle olacağını sen daha önceleri söylemiştin atam…

Sen bensin…

Sen benimsin…

****

Engel olamadım ben atam…

Ben sen olmam atam…

İleriyi senin gibi gören yok artık atam…

***

Başörtüsünden oy bekleyenler senin önüne geldi bugün atam…
Utandım, ama bir şey söyleyemedim atam…
Senin kurduğun partiye bile sahip çıkamayanları gördüm utandım atam…
Koltuk davası için rezil olanları gördüm utandım atam…
İleriyi senin gibi gören yok artık atam…
***
Sen rahat uyuyanlara bakma atam…
Eskiden faşistime karşı omuz omuza diyenleri görmüştüm atam…
Şimdi faşist düzeninin ortağı oldular gördüm atam…
İleriyi senin gibi gören yok artık atam…
***
Seneler seneleri kovalasa da iç ve dış sayınlar hep ülkemizde olacakmış atam…
Seneye seneden seneye seni anaları göreceğimi umuyorum atam…
İleriyi senin gibi gören yok artık atam…
***
Özür dilerim atam…
Seni bu senede rahatsız ettim…
 Ben utandıkça…
Halkım uyudukça…
Hainler, evet onlar büyüyorlar atam…
Ben sen olmam atam…
Afet beni diyemem atam…
Senin kabrine gelecek yüzüm olmadığından kızıyorsun atam…
Ben size bu devleti böylemi bıraktım diyorsun atam…
Bu şiirin devamı 10 Kasım 2011 de diyorum atam…
İleriyi senin gibi gören yok artık atam…
 Cessur Demirali GÜRSU

2000-2011 ve devamında ben hiç susmadım ki !! -87- " DÜNYA ÜZERİNDEKİ GİZLİ UYUŞTURUCU TRAFİĞİ "

2010
DÜNYA ÜZERİNDEKİ GİZLİ UYUŞTURUCU TRAFİĞİ

Mossad kontrollü uyuşturucu trafiği ve kokain baronları...

1-E. Kopp İsviçre eski Adalet Bakanı

2-Noriega, eski Panama Diktatörü

3-Uyuşturucu üçgeninin generali Kuhn

4-5-6 Medellin Karteli'nin üç ünlü ismi: Carlos Lehder, Pablo Escobar, Jorge Ocha

Yediot Aharonot gazetesi 1989 Nisan'ından itibaren İsrail askerlerinin Medellin Kokain Karteli'nin hizmetinde olduğunu doğruluyor. Ama Şamir Hükümeti bu kişilerin çalışmalarını engellemek için hiçbir girişimde bulunmadı.
1988, Ağustos başında Amerikan televizyonu NBC, İsrailli askerlerin Medellin Karteli'nin baronlarını eğittiğini ve silahlandırdığını söyledi. Bu kartel, kokain dönüşümünün ve dağılımının ABD'ye gidişini kontrol ediyor. İsrail basını bu haberleri baştan savıcı şekilde ele alıyor. Örneğin 30 Ağustos 1988 sayılı Jerusalem Post, Kolombiya bağlantısından çok basitçe bahsediyor.

Aldo Moro'nun öldürülmeden önce Kızıl Tugaylar tarafından çekilen fotoğrafı. Fotoğrafta da görüldüğü gibi Kızıl Tugayların amblemi birçok terör örgütünde olduğu gibi 5 köşeli yıldız.
Olay daha büyük boyutlardadır. Puerto Boyacio'da Acdegam isimli bir Köylü ve Çiftçi Birliği kurulmasını bizzat Medellin Karteli teşvik eder. Bu grup Escobar ve Jose Gonzalo Rodriguez tarafından finanse edilen gerçek bir özel ordudur. Kolombiya ordusuyla çok yakın ilişki içindedir. Zaten bu ordu da Kartel'in içine kadar işlemiş. Ayrıca B2 gibi gizli servislerle de bağlantılı. Bu ordunun görevi silah zoruyla halka, özellikle coca üreticilerine boyun eğdirmek. Acdegam'ın askerleri, yani 'Sicarios'lar çok iyi silahlandırılmışlar. Onlar Kolombiya'daki katliamların çoğundan sorumlular.

Devlet içinde devlet olan vurucu timi oluşturuyorlar. Medelin tarafından kurulan bir partiyi de oluşturan yine onlar, bu partinin adı ise Morena (Mouvement de Renovation Nationale)
Gonzalo Rodriguez Gocha'nın milisleri Orta Amerika ve Kolombiya'da yerleşmiş pek çok İsrailli grup gibi aynı tip ihtiyaçları karşılıyorlardı. Bu görevlerin sosyal amacı 'Private Security Training' şirketinde tüm açıklığıyla dünyaya tanıtılıyordu.

Bu şirketlerden bir tanesinin yöneticisi Albay Yair Klein'dı. 1987'de Kolombiya hükümeti onu Hod Hahanit'in sosyal servisine göreve çağırmıştı. Ama olay sonuçlanmadan Yair Klein başka bir İsrailli albayla karşılaşır. Mario Shoshani... Bu kişi Adnan Kaşıkçı'ya, Gaith Pharan'a ve Akram Ojjeh'e çok yakındı. Kaynaklarımıza göre Shashani, Latin ve Orta Amerika'da operasyon yapmak isteyenlerin mutlaka geçmesi gereken bir durak. Onunla ortak çalışan kişiler ise Bissah Ben Or, Mika Harari, General Ze'evi ve Amiram Nir (Lübnanlı Yahudi iş adamı).
Shashani vatandaşı Albay Klein'i, Kolombiya hükümetinin servisinde kalmaktansa, ACDEGAM adlı milis formasyon okulunu yönetmek için ikna etti.

Aldo Moro, Moshe Dayan ile yaptığı bir görüşme esnasında.
Antrenman kampı Puerto Boyacio yakınlarında Fantaisie adalarında yapıldı. 9 haftalık çalışma 3 bölümden oluşuyordu. Yair Klein, ABD'deki nakit 800.000 doları alıyordu. Bu çıkarma Kolombiya ordusundan Albay Luis Boharquez tarafından desteklenmişti. Eğitmenler arasında İsrailliler, Almanlar, İngilizler ve Güney Afrikalılar vardı.

Medellin Karteli'nin milislerini silahlandırmak için İsrailliler aracı oluyorlardı. Bu yönde Miami çift taraflı bir pompa görevini görüyor: Orta ve Güney Amerika'ya giden silahlar buradan yola çıkıyor: narkodolarlar en son buraya ulaşıyor. Örneğin 1989 Temmuzun'da Miami gümrükçüleri Medellin'e giden 3 silah konvoyunu durdururlar. Konvoyda 2 Kolombiyalı, 1 İsrailli, David Kanduiti vardır.
Bush hükümetinin Medellin Kartelin'e savaş açması üzerine, kamuoyuna yansıyan Fantaisie adası olayı sebebiyle, İsrail basını hükümetine hesap sordu. Şamir, İsraillilerin bu tip şaibeli olaylara katıldığına dair haberler duymanın üzücü olduğunu söyledi, İsrail hükümetinin dünyanın dört bir yanındaki olaylardan sorumlu tutulamayacağını ekledi. Ama İsrail'de yayınlanan Yediot Aharonot gazetesinin Kolombiya'ya gönderdiği özel temsilci (27 Ağustos 1989), Kolombiya gizli servislerinin 1989 Nisanı'nda İsrail hükümetine bir rapor gönderdiğini yazdı. Bu raporda İsrail askeri gruplarının uyuşturucu baronlarının servisinde çalıştığı konusunda hükümeti uyarıyordu. Aharonot, Şamir hükümetinin bu hareketi durdurmak için hiçbir çalışma yapmadığını da ekliyor.

8 Eylül 1989'da İsrail Radyosu Yair Klein'ı 'izinsiz Know-How ihracatı' yapmakla suçlar. Klein eğer suçlanırsa ülkesinin çok üst düzey sorumluları hakkında başlarına iş açacak açıklamalar yapmaktan çekinmeyeceğini söyler. Yediot Aharonot ve Hadashot gazeteleri Klein'ın söyleyeceği şeylerin gerçek anlamıyla bir bomba olduğunu yazarlar.
Yair Klein, kendisinin sadece Mario Shoshani'nin yardımcısı olduğunu söyler. Onun Fantaisie adasındaki tüm olaylardan sorumlu olduğunu da söyler. Ayrıca, Shoshani'nin arkasında İsrail'in en ön plandaki insanlarının saklandığını bildirir.

Londralı kaynaklara göre İsrail bağlantısının içindeki önemli kişilerden biri Şamir'in partisi Likud'un Knesset'teki milletvekili, eski askeri güvenlik sorumlusu Yehovshova Saguy'du. Saguy'un Kolombiya'da silah satışında uzmanlaşmış bir şirketi vardı.
70'lerin başından beri İsrail Orta ve Latin Amerika'daki birçok orduya, teknik ve güvenlik açıdan, gerillalara karşı savaşta yardım etti. Silah yardımları düzenli olarak yapılıyordu. Bunların büyük bölümü 1982'de Beyrut'ta Filistinlilerden alınan silahlardı.

26 Ağustos 1989 tarihli Hadashot gazetesine göre Kolombiya'daki 20 İsrailli şirketten sadece 6 tanesinin yönetim yetkisi vardı:
ISDS: İstihbarat-Anket, Leo Wagelser yönetiyor.

Katlab: Yosef Lenjosky yönetiyor.
Unknown: Abraham Shafaratz

Chaiden: Sholomo Koris

Atlas: Moshe Basr (Mokky)

Altıncı şirketi yönetenin adı bilinmiyor. Yair Klein'ın adı ise geçmiyor.

Tüm bu olaylar İsrail hükümetinin ticari ününü etkilemiyor. Medellin milisleri olayı patladığı sırada, Israel Aircraft Industries Kolombiya'ya 13 avcı uçağı (Kfir) satmıştı. Kontrat 6 Ekim 1988'de İsrail'de Kolombiya Savunma Bakanı General Rafael Molina tarafından imzalanır. 5 gün sonra Şili'ye 12 Kfir satılır. Bu satışları İsrail'in aşırı sağ partisi Moedet'in lideri Rhovam Ze'evi sağlamıştır. Bu ikisinin ortak özelliği Latin Amerika'da karanlık işlere bulaşmış olmalarıdır." (Arabies, Ekim 1991, Le mensuel du monde Arabe et de la Francophonie)
Doğudan gelen uyuşturucu tacirleri bu Kaos ortamından pay almak istiyordu, ilerde bununu adı Narko-Terör diye anılacak yeni bir oluşum başlıyordu ve terörizmimle narkotik ( uyuşturucu) birlikte bilinecekti, bu yüzden PKK’nın güçlenmesi şarttı, uyuşturucu geçiş yoları ancak böyle güvence altına alınabilirdi.

Bütün bunları yöneten küresel güçlere bağlı istihbarat ajanları ve Aktörler ülkenin her yerine konuşlanmıştı, şimdiki zaman diliminde olduğu gibi…
Geçmişini unutan bir millet geleceği kuramaz…

İşte bu gün bize bunu yaptırıyorlar hem yakın hem de uzak geçmişimizi unutturmaya çalışıyorlar, Ülkemiz her zaman böyle oyunlara muhatap olacaktır ve bunu hâlâ biz umursamıyoruz…
1970-1980 yıllarında İstihbaratta çalışacak kişiler özenle seçiliyordu, bu kişiler yönlendirilebilecek ve ilerde bazı operasyonlarda ön saflara veya stratejik bölgelerde görev yaptırılacak olması kişi bazında önemli bir faktördü. Bunları yetiştiren kişiler doldurma bilgilerle eğitilmiş milliyetçi geçler arasından seçiliyordu. Diğer tarafta ezilmiş halkı temsil eden sosyalist eğilim gençler içinde plan ve projeler vardı, bularda genç ve kanı kaynayan kişilerdi devamlı bunlar her zaman tahrik ediliyor ve Türkiye’nin kitlesel psikolojik tablosu ortaya çıkıyordu, ilerde bu psikolojik tabloya göre senaryolar güncellenecekti, olaylar onlar üzerinden yürütülüyordu…

Mağdur ve mağduriyet politikaları 1970-1980 yıllarında deneme süreci içinde değişik biçimlerde denendi, günümüzde bu Türban olarak önümüze çıkmaktadır…
Yukarıda belirttiğim gibi 1970-1980 yılları arasın oluşumlarını tamamlayan umursanmayan gizli örgütler ile devlet içinde devlet olmaya kalkışanlar dar bakış açılarıyla devlete hâkim olmaya çalışıyorlardı.

İşte 1970-1980 yıllarında dış istihbaratlar Kürt ve Kürtçülük tanımını yaymaya da özen gösteriyordu, din ve dinci kesim ise yine yer altında çalışmalarına devam ediyor ve dış istihbaratlardan gelen talimatlar doğrultusunda hareket ediyorlardı, yukarda değindim gibi seçilen ve seçilmek üzere olanların başında Fethullah Gülen ve cemaat üyeleri vardı, bu kesim kendini çok iyi kamufle ediyordu, sonradan okullar ve eğim kurumları bile açacak ve halkın sempatisini kazanacaktı, ileriki dönemlerde tüm cemaat üyeleri belli bir program içinde devletin her bölümüne özellikle stratejik ve ekonomik, eğitim bölümlerine sızacaktı ve kendini hiç belli etmeden gelen emirleri uygulayacaktı, bunu da din kisvesi altında yapacak fakat kendini belli etmeyecekti…
Bölünme operasyonunda Fethullah Gülen ve cemaatine çok ihtiyaç duyulacaktı, bunun yanında Almanya’da faaliyet göstermesi gerekliydi çünkü çok sayıda Türk göçmeni Almanya’da bulunuyordu ve Türkiye’ye döviz akışı bu ülkeden oluyordu ekonomik yönden bu akışı kesmek veya başka yönlere kaydırmak gerekiyordu. Böylelikle Türkiye’yi ilerde ekonomik yönden dar boğaza sokulabilirdi. Bunun yanı sıra Türkiye’deki ılımlı İslam topluluğunu yaratan Fethullah Gülen ve cemaatine taraftar kazandırmak için ters ve düz istihbarat olguları senaryo içinde senaryo yazmaya başladılar. Bu olgular daha sonradan AKP iktidara gelmeden ve geldikten sonra kamuoyunun iyi bildiği Cemalettin Kaplan tarikatının yaptığı hareketler ve sonuçlarına göre senaryo güncellenecekti. Birde yukarda belitliğim son derece önemli bir para potansiyeli olan Alman Türklerinin paraları çok büyük ekonomik boyutları vardı. Bu paraları ikiye bölmek ve yeterli bir miktarını silahlı eğiti yapan PKK ya belli bir miktarını Türkiye’deki siyasi oluşumun eline vermek gerekirdi. Bunu yasal yönden legal yolar ile yapmak içinde yine iyi bilenen Deniz feneri oluşumu 1970-1980 yıllarda senaryoya konulmuştu sahnelenmek için Türkiye’de din kökenli bir partinin iktidara gelmesi bekleniyordu. Oluşum her yönü ile doğru gidiyor ve beklemekten başka bir olgu 1975-1980 döneminde yoktu ve olgunun doğru yürümesi için her türlü ekonomik sosyal yönden Türkiye’nin sıkıştırılması gerekliydi ve buda yapılmıyordu…

12-09-1980 olmuştu olgular tamam şimdi oluşumlar onaylanmalıydı…
Devlet ise sağ veya sol görüşlü kişilerden,   birilerini seçtirilmek için yapılan yanlış siyasetler yüzünden zorunlu olarak dış istihbaratlarla bağlı bir emniyet istihbarat teşkilatı organize etti…
Bu oluşumun geleceği gestapo oluşumu olması için hazırlanıyor, günümüzde görüldüğü gibi dinleme ve sebepsiz veya uydurma sebeplerle habise atılan ve çıktığında veya sonrasında kendin öldürdü diye yayın yapmaya zorlanan medya gurupları hazırlıkları 1970-2000 li yıllarda yapılmıştı milenyuma giren Türkiye’nin durumu bu idi…

Yukarıda belirttiğim seçme olan kişiler şu anda bile faal durumda, istihbarat örgütlerinin kullandığı ve zamanı gelince faaliyete geçmeli emrini bekleyen yetiştirilmiş milliyetçi kesim olan gençle şu anda baba ve anne olarak aramızda…
Tarih tekerrürden ibarettir, işte bende iki önceki yazdığım yazıda bulunan bir bölümü size tekraren yazacağım…

İllaki iyi şey kopya edilmez kopya olan şeyler teknoloji ile görünmez yapılabilinir, işte bakış açınızla bu olayı görebilirsiniz.

NAZİLER günlerden bir gün bir papazı almaya gelirler, o papaz o günlerde ünlü sözlerini söylemiştir:

Önce Yahudileri götürdüler, sesimi çıkarmadım, “Ben Yahudi değildim” . 
Arkasından aydınları götürdüler,  sesimi çıkarmadım, “Aydın değildim”.

Sonra muhalefeti götürdüler, sesimi çıkarmadım, “Muhalefet değildim”.
Peşinden Çingeneleri götürdüler, sesimi çıkarmadım,“Çingene de değildim”.

Peş peşe demokratları, sosyalistleri, liberalleri götürdüler, sesimi çıkarmadım, “Çünkü hiçbiri değildim”.

En sonunda beni götürmeye geldiklerinde etrafıma bakındım, gördüm ki;  “ses çıkartacak kimse kalmamıştı...''
İşte faşizm böyle geldi benim canım memleketime….

Beyin fırtınası bu olmalı…

Ben Cessur Demirali Gürsu, siz sizi, sayın sayınları, saygın sagınları görüyor musunuz?
Bu toz dumanda bilmiyorum ama ben Cessur Demirali Gürsu olarak  olguyu böyle görüyorum ve de susmuyorum…
Saygılar…

Rogg & Nok Genel Yayın Yönetmeni 

Cessur Demirali Gürsu