Pazartesi, Temmuz 30, 2012

H. M. Y. S. M. V. B. S. B V. M. K. A. (Akıl Tutulması)

H. M. Y. S. M. V. B. S. B V. M. K. A.
Birinci Bölüm, ikinci Kısım, Dördüncü Anlatım, Sözcük Sayısı 768
Halk Olma Olgusu Ve İsyan Kokusu
(Akıl Tutulması)
Saygın okuyucularım,

Şimdiki bulunduğumuz zaman diliminde, savaş kokuları, isyan kokusu birbirine karışarak her tarafı sardı ve bunun yanında köle etme planları yapılıyor.

1980 öncesi ve sonrasında başta ABD bu planları CIA tarafından 1938-1950 arasında soğuk savaş döneminde temelleri atılarak çok önceden başlatılmıştır, zaten istihbarat planları genelde 50 yıllık süreç için yapılır ve de bu süreçte zaman ve olaylar göz önüne alınarak süreç güncellenir.

Milenyumun başlangıcı sayılan 2000 yılında bu planlar öncelikli olarak Ortadoğu için ve başta Türkiye için güncellenerek süreç hızlandırıldı…

İstihbarat olgusu artık gün gün değişime uğrayarak şimdiki ortama Türkiye getirildi, son dört yılda artık süreç olgunlaşmış ve meyvelerini vermeye başlamıştır…

Önce hukuk kullanılarak düşünce adamları daha sonra polis gücü istihbarat gücümüz ve askeri ortam dâhil olmak üzere tüm konuşan ve yazanlar pasivize edildi…

Doğrular yanlışlara, yanlışlar doğrulara karıştırılarak halkın manevi olarak yıkımı sağlandı, daha sonra kurdukları hükümet yandaşları çok iyi ortamlara getirilerek süreç sağlamlaştırıldı…

Önce yerel emniyet kuvvetleri içine daha sonra askerin içine belli bir düzeyde yurt içi ve yurt dışında eğitim gören kendi elemanlarını başa getirerek, en can alıcı noktalarda görevlendirilmeleri sağlandı, bunu yanında ele geçirdikleri medya sayesinde işlevsel olarak süreç ilerledi…

Artık sözün bittiği yere gelindi, bilindiği gibi sözde istihbarat vererek güvenlik güçlerimizi pusuya düşmesini sağladı, daha sora bu planlar doğrultusunda ufak kardeş İsrail ve Pkk terör örgütünü kullanarak tüm güvenlik güçlerimiz aciz bırakılarak pusu kurarak birçok genç insanımızın ölümüne sebebiyet verdi…

Kargaşa çıkması süreç planlarını iyi yönde etkiliyordu, Kıbrıs, Lübnan, Mısır İsrail bu sürecin başlangıcını gösteren en büyük olgular olarak öne çıkmıştır, İran ve ırakta oluşturulan gizli istihbarat evleri sayesinde ortam daha rahat idare ediliyor…

Önce buralarda yakalanan kişiler sorgudan geçirildikten sora daha güveli ülkelerdeki istihbarat evlerine transferleri sağlanıyor….

Geçiş noktası olarak tabii ki son 13 yıldır süreci tamamladıkları Türkiye olarak yol güzergâhı belirlenmiştir…

Kısaca önceden ve de son 12 yılda Türkiye bir istihbarat cenneti olmuştur, her türlü olgu Türkiye’den gerekli mercilere anında ulaştırılıyor, denetim mekanizması olmayan veya denetim mekanizmaları dış istihbarat örgütleri elinde olan bir ülkede rahat rahat at koşturabilirler…       

Şimdiki zaman diliminde ABD ve Küçük kardeşi İsrail ve de dış ortak istihbarat örgütleri ile içimizdeki uşak istihbarat elemanları planları geliştirerek Ota Doğuda savaş çıkarmayı planlıyorlar…

Bu savaşın çıkış yeri belli ama zamanı belli değildir fakat Ramazan bayramından sora olasılık dâhilinde kıvılcım görülecektir, Şeker bayramında ise durulacak veya öyle gösterilecektir, herkesin bakış açısına göre süreç değişik yorumlar kazanacaktır…

Düşmanımın düşmanı benim dostum diyerek…

Bu süreçte tüm istihbarat teşkilatlarının en önemli kozları olarak Kürt ve onlara bağlı olan PKK terör örgütünü Türkiye’ye karşı kullanmak olacaktır, zaten görülen köy kılavuz istemez...

Birçok yurdumuzda ve dış temsilciliklerimizde terör eylemlerini hazırlayan ve bunlara lojistik eğitim veren İsrail gizli servisi MOSSAD’ ın  operasyon güçlerini kullanarak süreci hesaplarını yapıyorlar…

Eski KGB ajanlarını devreye sokarak Rusya ile stratejik işbirliği yaparak yine benim yıllarca önce söylediğim gibi Pero-Savaş planları doğrultusunda dünyada küresel ekonomiği kontrol eden ABD ve rakibi Çin sayesinde savaş rüzgârları estiriliyor, bu rüzgâr şöyle ki; dikkatli olmaz ve de susarsak fırtına olarak Türkiye’yi yerle bir edecektir…

Bölünme ve paçala politikalarını 1998 yıllından bu yana hızlandırarak yönetimlere baskı veya rüşvet yolu ile dış güçlerin kullandığı ve böyle iyi niyetli salak ve aptal olursak; sözde yönetimde bulunan  halkın seçtiği gibi gösterilen ama dış güçlerin kravatlı sayın denilen politikacılarımız sayesinde yakında savaş çıkacaktır…

Bakın salaklık ve aptallık nasıl oluyor, yıllardır F.G cemaatine dikkat çekiyordum bu zat şimdi ölümü bekliyor ama nerde biliyor musunuz? Tabii ki ABD’de oturuyor hani didardı, hani ülkesini seviyordu, hani kitapları ramazan ayında yayına sokulan bu zat var ya işte onun ve ona ders veren ABD sayesinde şimdiki zaman dilimindeki sürece geldik…

Hafta arasında internette bakarken bazı görüntüleri gördüm ve bunları yayınladım işte o görüntüleri seyretmek isterseniz bu yayını izleyin “ Aptallık Derecesi “, bu yayını yaptım daha sonra Polislerin, modern düşünen ve modern din yapan İmam hakkında bir kaç AKP yandaşı olan birileri sayesinde soruşturma açıldı…

Biz gazeteci muhabirler bu polis davasını sorduğumuzda tehdit edildik hem de kameraların önünde, ne güzel yönetiliyoruz dostlar, emir demiri keser, arkadaşlarının haksız yere soruşturma açılıp gönderilmesini hazım eden bir güç ile yönetiliyoruz, akıl tutulması bu olmalı…

Hâlbuki önceden Gemicik ve tavuk yemini yapan kişileri unuttuk, modern din yapan imam ülkemizde iken, soruşturma yaparken apoletleri sökülen polisler Türkiye’de yaşıyor iken, bu polis halkı koruması için sürgüne gönderiliyor…

Bu zaman diliminde ya yandaş olacaksın yada …..

Şu anda isyan kokularını da sizlerde duyuyorsunuz, ama susuyor ve bekliyorsunuz…

Niye?

Çünkü kimse iktidar partisine karşı duramaz diye düşünüyorsunuz…

Savaş başlamasına yakın zamanlarda psikolojik baskı başladı, medya din iman olgusunu kullanmaya ve bunları seçerek yayınlıyorlar…

İçerde bölünme dışarıda Pero-Savaş Çığırtkanlığı olduğu sürece ve de bizlerin sustuğu sürece, Halk Olma Olgusunu unuttuğumuz süreçte ulusumuz yakın zamanda felaketin içine girecektir…

Bu yukarıda anlattığım olgular sayesinde bizler ne yapabiliriz?

Evet,

İşte asıl akıl tutulması…
Saygılar…
Cessur Demirali Gürsu
30.07.2012
Dördüncü Anlatım sonu
İkinci Kısım devam edecektir
Birinci Bölüm Devam Edecektir

Çarşamba, Temmuz 25, 2012

Aptallık Derecesi

Saygın okurlarım...
Aptallık Derecesinde iyi niyetle bunları unuttuk hatırlamak istemediğimiz ihanet görüntüleri…

Pazartesi, Temmuz 23, 2012

H. M. Y. S. M. V. B. S. B V. M. K. A.(Biliyor musunuz?)

H. M. Y. S. M. V. B. S. B V. M. K. A.

Birinci Bölüm, ikinci Kısım, Üçüncü Anlatım, Sözcük Sayısı 367

Halk Olma Olgusu Ve İsyan Kokusu

(Biliyor musunuz?)

Saygın okuyucularım,

Sorula, sorular,  cevapları muhtelif sorular, bunların cevaplarını biliyoruz ama telaffuz etmeye çekindiğimiz cevapların sorularını biliyor musunuz?..

Bu içimizden çıkma ve de devşirme, bu düşünen hayvanlar sizle belkide benimle hayvan içgüdüleri ile oyun oynadıklarını düşündünüz mü?

Bu düşünen hayvanların daha ileri giderek sizleri ve bizleri satranç tahtasında piyon olarak kullandıklarını hiç düşündünüz mü?

Tarafınızdan seçilmiş düşünen hayvan “ insanlar ” arasında birde atanmış düşünen devşirme hayvan “ insanlarda ” olabilir bunların fakında mısınız?

İşte o atanmış insanlar belli bir operasyona sahada gittiklerinde, siz ve biz düşünen hayvan olarak nitelendirilen halkın yerine düşünüp karar veren, verdikleri kararları önce dış ülkelerdeki operasyon şefliklerine bildirdiklerini ve bunların şimdiki zamanda çoğu dış güçlerin istihbarat elemanı olduğunu ve de bunlara karşı duran kişileri yok ettiklerini biliyor musunuz?

Yukarda ki olguyu birliyorsanız niye suskun görüp onlara karşı durmak istediğimizin biliyor musunuz, kısaca halkın düştüğü batağı fark edenleriniz var mı, bunu fark edenlerin düştüğü durumları bilenleriniz var mı?

Siz ve bizleri kullanıp yine toplumda yaşayan bizlerin, sizlerin kısaca yönetilen düşünen hayvanların olaylara karşı olan tepkilerini devşirme düşünen havyaların ölçenlerin, bu halkın hangi ülkenin devşirme düşünen hayvan tarafından yönetildiğini düşündünüz mü?

Bu düşünen hayvanlar orman kanununu içinde bulunan bu hayvanların içinde medya denilen organı kullandıklarını biliyor musunuz?

Sözde seçilen ve de sözde atanan bu dış istihbarat düşünen hayvanların artık medya organları da onların eline geçtiğini ve istedikleri gibi “ at koşturduklarını “ biliyor musunuz, bu oranlar  olların elinde olduğundan bu güç sayesinde halkın nabzını istedikleri gibi ölçeceklerini ve istedikleri gibi bildirdiklerini biliyor musunuz?

Yöneten ve muhalefet eden tüm düşünen hayvanların,  taraf, sözde tarafsız veya taraf olmadıkları medya organlarında değişik biçimlerde ama bakıldığında aynı tarzda, yukarıda belirttiğim bu ölçümlerin, o günün şart ve önemine göre taraflı veya tarafsız medya denilen topluluklar tarafından verildiğini biliyor musunuz…

Halk tarafından yönetime seçilmiş veya halk tarafından muhalefet yapmak üzere görevlendirilmiş, seçilmiş düşünen hayvanlar tarafından düzenlenip tekraren biz, siz bu olgu dâhilindeki düşünen hayvanlara yorum ve sonuçların kimler tarafından yazılıp verildiğini biliyor ve bu mantığı çözebiliyor musunuz?

Benim ile bu düşünceleri paylaşanlar onlar için tehdit olacağımızı düşünüyor musunuz?

Bende, sizde, bizde, onlarda bu olguya göre düşünen hayvanız fakat boynumuzda yularımız yok yani köle tacirleri sahibimiz yok, kısaca fikir düşünce kölesi değiliz, prangalara bağlanmadan, köle olmamak duygusu ve düşüncesi ne güzel biliyor musunuz?

Üçüncü Anlatım sonu

İkinci Kısım devam edecektir

Birinci Bölüm Devam Edecektir

Cessur Demirali Gürsu

23.07.2012

Pazartesi, Temmuz 16, 2012

H. M. Y. S. M. V. B. S. B V. M. K. A. (Sizlerle Paylaşacağım)

H. M. Y. S. M. V. B. S. B V. M. K. A.

Birinci Bölüm, ikinci Kısım, İkinci Anlatım, Sözcük Sayısı 309

Halk Olma Olgusu Ve İsyan Kokusu

(Sizlerle Paylaşacağım)

Saygın okuyucularım,

Geçen yazımda bizi ve sizleri, bizleri yöneten insanları, yönetime muhalefet eden insanları düşünen hayvan olarak nitelemiştim.

Bu nitelemeden yazıma devam edeceğim…

Geçen yazımda sizlere yazdığım gibi söz uçar yazı kalır, demiştim.

O kadar ki; yılar önce söylenmiş sözler bile sıkışınca siyaset arenasında söylenir oldu…

Bu yılın başlarında örneklendirecek olursak; kendini sultan gibi gören bir düşünen hayvan,  Sultan Süleyman’ın sözünü şimdiki Fransa cumhurbaşkanına geçmişteki Fransız kralına söylediği sözleri söylemişti, siyaset arenasında doğru bir sözler olsa bile bu düşünen hayvan denen insan kendinin ürettiği bir sözü söyleseydi daha mantıklı olmaz mı?

Fakat düşünen hayvanların yaptığı gibi yine kolay yolu seçip kopya fikirlerle ülkeyi yönetiyor, ve bu fikirleri ona veren dış istihbaratlarda eğitim aldığı saklanan danışmanları ve etrafını saran uşak dalkavuklar işte ülkemiz böyle bir felaketin içine gidiyor…

Hâlâ şu anda bile o düşünen hayvandan iyi niyetimle ben bile mantık arıyorum, çünkü bende bir düşünen hayvanım ve de onun geleceğini düşünüyorum…

Hiç parlak olmasa da yine iyi niyetimle isyan kokusunu onlara ve bunu okuyanlara bildiriyorum…

Buna benzer daha nicelerini bu sizin ve benim yakından tanıdığımız bahsi geçen düşünen hayvan söyledi, bizde medya mensupları düşünen hayvan olarak bunları düşünmeden gündeme getirdik, şimdi soruyorum, doğrumu yaptık?

Daha sorulacak sorular var dostlar; buda şunu gösteriyor bu düşünen hayvanları biz ve sizler seçtiğinize göre bizden akıllı değiller, ancak kopya çekerek bu devleti yönetiyorlar, kopyayı yine iyi niyetimle söylüyorum, içimizden çıkan kişi ve sultanlardan, tüm seçilmiş düşünen hayvanlar böyle kopya çekseler can kurban ama içimi acıtan; dış istihbaratların verdiği kopyaları çekip devleti yönetmeğe çalışıyorlar, işte sorun burada…

Sizleri ve bizleri tüm düşen hayvanları düşünüyorum, karar verme yapılarımızı düşünüyorum.

Sahada dolaşırken hep bu sorular aklıma geliyor bazılarını çözebiliyorum bazıları beni geçekten zorluyor bunlar bilen sorular olmasına karşın, karşı karşıya geldiğimiz zaman sorulardan kaçınıyoruz cevap vermiyoruz, daha dorusu vermekten kaçınıyoruz,  bu sorulardan bazı sorular aklıma takıldı ve de şimdi bunları sizinle paylaşmak istiyorum…

Gelecek yazımda bu soruları sizlerle paylaşacağım…

Saygılar…

Cessur Demirali Gürsu

16.07.2012

İkinci Anlatım sonu

İkinci Kısım devam edecektir

Birinci Bölüm Devam Edecektir

Pazartesi, Temmuz 09, 2012

H. M. Y. S. M. V. B. S. B V. M. K. A. (Düşünen Hayvan Tarifi Doğru)

H. M. Y. S. M. V. B. S. B V. M. K. A.

Birinci Bölüm, ikinci Kısım, Birinci Anlatım, Sözcük Sayısı 266

Halk Olma Olgusu Ve İsyan Kokusu

(Düşünen Hayvan Tarifi Doğru)

Saygın okurlarım,

Üniter devlet yapısı; bu yapıyı oluşan toplumun ve meydana getirdiği halkın tümünde tek bir devletin egemen olduğu ve kuvvetler ayrılığı olan devlet biçimine Üniter devlet yapısı denir.

Şunu görüyoruz ki birinci kısımda belirttiğim gibi fikirler ve fikirlere bağlı olarak düşünceler dayatılan ve zorlama yolu ile birçok kavram kargaşası ülkemizde politikacılar ve aydın geçinen kişiler tarafından halkımızda bastırılmış duygu, düşünce bazında kavram fikirleri verilerek beyinleri yıkanmaktadır.

Daha önceden tüm yazılarımda değindiğim gibi din, kültür, etnik ayrımcılık, bölgesel ayrımcılık bunlardan bazıları olarak şimdiki zaman diliminde öne çıkan düşünce kavramları arasındadır…

Yukarıda belirttiğim olgular çerçevesinde Türkiye’de de Üniter devlet yapısın ile sözde halkımız yönetiliyor…

Niye sözde bu olguyu yaşamaktayız ve yönetilmekteyiz?

Toplumu oluştura biz canlılar, düşen hayvan olarak bilimsel yönden nitelenen canlılar insan ve topluluğu, buna bağlı olarak halk olarak bulunuyoruz…

Evet,

Bilimsel olarak; düşünen hayvan biz ve sizler halk kisvesi altında oluşan insanlar topluluğu olarak da görünüyoruz…

Biz yazarların kimse kusurumuza bakmamasın ama özelliği kelimeleri irdelememizdir, bu yukarda ki yazdığım görüntü güzel, bence bu tanımlama fena değil hatta yapılan işlere göre tam uygun bir tanımlama…

Pekiyi o zaman niye düşünmeyi bırakıp yerimize düşünen hayvanların yanında yer alıyoruz?

Yoksa biz düşünen hayvanlar, herkes alık veya aptal  da tarafımızdan seçilmiş düşünen hayvanlar mı, insan dediğimiz varlıklar mı, olanlar mı çok akıllı?

Yukarıda belirttiğim varlıklar, seçilmiş düşünen hayvan olan kişilerden biraz daha yazalım, söz uçar yazı kalır, dostlarım…

Bu düşünen hayvanlar; şimdi Üniter devlet yapısının içinde bizi yönetiyorlar veya yönetenlere muhalefet yapıyorlar…

Geçtiğimiz günlerde bir televizyon kanalında orman kanununu anlatıyordu, güçlü olan lider oluyordu, aynı anda haberleri izledim aynı orman kanunu gibi bizim T.B.M.M olmuş, demek ki düşünen hayvan tarifi doğru…

Birinci Anlatım sonu

İkinci Kısım devam edecektir

Birinci Bölüm Devam Edecektir

Cessur Demirali Gürsu

09.07.2012

Pazar, Temmuz 01, 2012

H. M. Y. S. M. V. B. S. B V. M. K. A. Halk Olma Olgusu Ve İsyan Kokusu (Üniter Devlet Yapısı Zedelenmektedir) Birinci Bölüm, Birinci Kısım, Sözcük Sayısı 237

H. M. Y. S. M. V. B. S. B V. M. K. A.
GİRİŞ
H. M. Y. S. M. V. B. S. B V. M. K. A.
Saygın okurlarım.
Ben sizlere 1980 den bu yana yazılarımla ulaşıyorum ve bilindiği üzere ulaştığım kesimler ve ulaşacağım kesimler arasında büyük uçurum, vadiler var, olguyu ve oluşumu böyle değerlendiriyorum tarafsız olmaya çalıştıkça taraf tutmaya zorlanıyorum fakat taraf tutmamak için büyük çaba gösterdiğimi söyleyebilirim…
Bazen ulaştığım kesim beni sevmiyor, bazen de kişiler kin, nefret tohumları ekerek beni ve benim gibi düşünenleri eleştiriyorlar, hatta bu eleştiriler tehdit durumlarına bile varıyor. Ailevi ve arkadaş çevreme bile tehdit ve korku salıyorlar, çünkü fikre saygıları olmadığı kadar “at gözlüğü” ile görmeye çalıştıkları bu düzenin karşısında duran her kim olursa olsun onlar için bir tehdit konusu oluyor. Fikre saygısı olmayan bu kişiler sevmeği bile bilmiyorlar, aynaya bakarak kendilerin çok seviyorlar, ayna gerçekleri gösterir, bu günün aynası yarının görüntüsüdür. Bazıları da Çekinceleri doğrultusunda konuşmuyorlar, bazen de koruma içgüdüleri baskın çıkıyor, bu içgüdü doğrultusunda korumaya ve korunmaya önem vererek yine “at gözlüklerini” takarak etrafı görmeye çalışıyorlar, benim onlara da saygım var. Herkes kendi düşünce yapısında haklıdır, onlarda benim halkım. Tekrar ve tekrar yazıyorum ne olursa olsun herkesin fikrine saygım var, bazılarının bana saygısı olmasa bile, saygı öretilir sevgi içten gelir sayısız bir toplum olmaktansa saygıyı öreten toplum olalım buda benim fikrim fakat sayın dediğimiz kesime dikkat edelim sayın olmak o kadar kolay bir iş değildir…
Bu yazıyı yazmamın sebebi ufak ufak isyan kokuları duymamdır, hem uyarı hem de çıkmaz yoldan ülkemi çıkarmak ve daha kötüye gitmeden bazı olgu ve oluşumlara dur demektir ben bireyim ve sizlerden biriyim, bunu hiç unutmadım ve unutmayacağım. Her zamanki gibi şimdiden halkımın saygılı duruşuna teşekkür ederim…  
  
Birinci Bölüm, Birinci Kısım, Sözcük Sayısı 237
Halk Olma Olgusu Ve İsyan Kokusu
(Üniter Devlet Yapısı Zedelenmektedir)
Halk! Sözlük anlamı; bir milleti oluşturan çeşitli toplumsal kesimlerden veya meslek gruplarından oluşan insan topluluğu…
Çoğu zaman halk ve Millet kavramları aynı gibi görünse de Halkı milletten ayıran en önemli unsur şudur; halk demek: Bir oluşumu paylaşan insanlar. Bir toplumda örneğin ülkemizde şu anda olduğu gibi kurallara uyarak veya baskıcı bir düzende yaşamak ve yaşatmak zorunda bırakılan insanlar. Çeşitli toplum kesimlerinde yaşan insanlar ile halk kavramı açıklanır…
Millet kavramı;  geçmişten geleceğe doğru belirli bir soyu ifade kavramı etmektedir. Bu ifade milletin soyu belli olanların olduğu bir olguyu göstermektedir. Biraz ileri giderek şu da söyleyebilirim, milliyetçi bir kavram olarak öne çıkan bu millet kavramı ve aynı toplumda yaşayan gruplar arasındaki farklılığı öne çıkarması olarak da gözlemleyebiliriz...
Halkın belirgin özelliklerinden biri olarak, millet olma özelliklerine veya bilincine ulaşmamış olmasıdır.
Günümüzde örneklendirecek olursak Diyarbakır halkı, İstanbul halkı, doğu halkı, batı halkı, Kürt ve Türk halkı gibi kavramlar ve kavram karışıklığı topluda zorlama ve diretme yolu ile ayrı bir toplum yapısında olmak kaydıyla günümüzde köle halk yaratılmaktadır. Yine günümüzde unutulmayacak bir olguda, dış istihbaratlar yardım ile ve içimizdeki saygı duyduğumuz politikacılar, yazarlar, kısaca kedini düşünen kişiler tarafından bir kavram daha ortaya atılmıştır, oda “ kesim ” kavramıdır. Halkı ve toplumu bölmek için çoğu zaman bu kavram dile getirilir; dindar kesim, az dindar kesim, laik kesim, anti laik kesim, milliyetçi kesim, başı bağlı kesim, başı açık kesim, gibi örnekleri çoğaltmakta mümkündür. Bu kavramların sonucu olarak da toplumun şimdiki Türkiye’deki Üniter devlet yapısı zedelenmektedir…
Saygılar…
Cessur Demirali Gürsu
02.07.2012
Birinci Kısım sonu
Birinci Bölüm Devam Edecek